
...
Ergenekon Davası hüküm duruşması için Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu'nda dün olağanüstü önlemler alındı. Silivri'ye çıkan tüm yollar polis ve jandarma tarafından tutulurken hava sahası uçuşa yasak alan ilan edildi. Günler öncesinden Silivri Cezaevi’ne çıkan yollar, jandarma barikatları ile çevrelendi. Çift sıra şeklindeki barikatlar asfalta monte edildi. İzleyiciler polis müdahalesiyle tarlalara sürüldü ve atılan gaz sonucu tarlalarda yangın çıktı. Sıradışı önlemlere DHKP-C’nin eylem yapacağı iddiası gerekçe gösterildi.
İZLEYİCİYE PLASTİK MERMİ
İZLEYİCİYE PLASTİK MERMİ
Hüküm duruşmasını izlemek için gelen tutuklu yakınları da dahil olmak üzere protesto için Silivri’ye gitmek isteyen insanlara izin verilmedi. Şehir dışından dava için gelmek isteyenler engellendi. Cezaevi ve çevresindeki yerleşkelerin çatılarına keskin nişancılar yerleştirildi. TEM Otoyolu'ndan Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne giderken kullanılan Kınalı yol ayrımı iki yönlü olarak trafiğe kapatıldı. Akşam saatlerinden itibaren polis ekipleri plastik bariyer ve dubalarla yolu kapattı. D-100 Karayolu'nda Çorlu-İstanbul istikametinden cezaevine giden Kınalı Cezaevi yolu da kapatılırken, bu iki yoldan hiçbir araç ve yaya geçişine izin verilmedi. D-100 Karayolu İstanbul-Çorlu istikametinden gelen vatandaşların ise yola girişlerine kontrollü olarak izin verildi. Silivri'den Cezaevi'ne kalkan minibüsler ise davanın görüleceği kampüse uzak bir noktada yolcularını indirmek zorunda bırakıldı. E-5 Karayolu üzerindeki kavşakta Silivri'ye doğru gidenlere biber gazı ve plastik mermi ile sert şekilde saldırdı.
VEKİLLERE BARİYER
Milletvekillerine duruşma salonuna girerken engellerle karşılaştı. CHP'li Emine Ülker Tarhan jandarma bariyerlerinden geri dönmek zorunda kalırken CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ancak jandarma servis aracıyla Silivri'ye girebildi. Jandarma, Silivri çevresindeki çayırlarda yürüyen ve dinlenmek için oturanlara anonsla uyarıda bulundu. Silivri'de mahkemeye girmeye çalışan avukatlar ayakkabılarını çıkartmak zorunda kaldıkları aramayla karşılaştı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu tepkisini Twitter üzerinden, "Silivri'de mahkemeye girmeye çalışan avukatlara uygulanan hukuksuzluğu reddediyoruz!" diyerek gösterdi. Tutuksuz sanıkların dava başlamadan önce "listede adları olmadığı" gerekçesiyle içeri alınmadığı bildirildi.
'TARİHTE BİR İLK'
Hamzaçebi, herkesin mahkeme salonuna girişinin engellendiğini belirterek şöyle dedi:
"Böylesi terörü, hak, hukuk engellemeyi, Türkiye Cumhuriyeti’nin çok partili hayatımızda ilk kez görüyoruz. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Sonucu önceden belirlenmiş olan bir kararı, mahkemeyi bugün izleyeceğiz. Silivri’de insan hakları, evrensel hukukun temel ilkeleri ayaklar altına alınmıştır. Adil yargılama, masuniyet karinesi çiğnenmiştir. Anayasa’mıza, kanunlarımıza göre, hiç kimse hükmen sabit oluncaya kadar, mahkeme kararıyla kesinleşene kadar suçlu ilan edilemez. Ama Silivri’de yapılan mahkeme karar vermeden, tutuklu kişilerin suçluluğudur. Onlar suçlu ilan edilmiştir. 12 Eylül döneminin işkencelerinin o dönemin sert uygulamalarının yerini bugün, savcı iddianameleri almıştır."
***
Uçuşa kapalı alan
AlInan en sıradışı ise Silivri bölgesindeki hava sahasının uçuşa kapatılması oldu. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, Silivri semalarını kapsayan özel bir NOTAM yayınladı. Bölge özel görev dışındaki tüm hava araçlarına kapatıldı. Havacılar için bilgi notu olarak adlandırılan NOTAM’a göre, 02:00’den akşam saat 18:00’e kadar Silivri Cezaevi merkezli 7 deniz mili (12,9 kilometre) çapındaki bir hava sahasında uçak ve helikopterler dahil tüm hava araçlarının uçuşu yasaklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı hava araçlarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı’na hizmet veren hava ambulansları ile yangın söndürme uçak-helikopterleri bu karardan muaf tutuldu.
***
Kararlar protesto edildi
Ergenekon Davası, karar açıklandıktan sonra bir çok şehirde protesto edildi. İstanbul, Ankara ve izmir başta olmak üzere gösterilerin düzenlendiği yerlerde, yargılanan isimlere verilen cezalara tepki gösterildi. Ankara’da kararlara tepki gösterenler Güvenpark’ta toplanırken İstanbul’da Kadıköy Rıhtım’da biraraya geldi.
***
AKP’den alkış, CHP’den tepki
Ergenekon davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kararın açıklamasının ardından siyasilerden de tepki geldi. AB Bakanı Egemen Bağış kararı iddiaların tescili olarak yorumlarken bir başka AKP’li isim Şamil Tayyar ise Mehmet Haberal’ın tahliyesini eleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Akif Hamzaçebi ise kararın 5 yıl önce verilip duruşmada açıklandığını ifade etti.
Siyasilerden gelen tepkiler şöyle:
‘KARARLAR GAYRİMEŞRUDUR’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , Ergenekon Davası kapsamındaki cezaların özel yetkili mahkemeler tarafından alındığına dikkat çekerek, “Bu mahkemelerin verdiği kararlar gayrimeşrudur” dedi.
Mahkeme kararlarına ilişkan yazılı açıklama yapan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
“Demokrasilerde insanlar, siyasi otoriteye bağımlı özel yetkili mahkemelerde değil, bağımsız, hukukun üstünlüğüne inanan normal mahkemelerde yargılanırlar. Bu nedenle özel yetkili mahkemelerin verdiği kararlar; hukuken, siyaseten ve ahlaken meşru kararlar değildir. Bu mahkemelerin verdiği kararlar gayrimeşrudur. Bu mahkemeler adalet dağıtmaz. Çünkü bunlar adından da anlaşılacağı üzere “özel yetkili mahkeme”lerdir. Bu mahkemeler siyasal gücün emrinde olan ve onun buyruklarını yerine getiren mahkemelerdir. “Hukukun üstünlüğü” kavramı bu mahkemeler için geçerli değildir. Bu mahkemelerin temel işlevi “üstünlerin hukukunu” yani siyasal iktidarın buyruklarını egemen kılmaktır.“
‘TESCİLLENDİ’
AB Bakanı Egemen Bağış, Twitter hesabında “Ergenekon diye bir örgütün varlığı ve bu örgütün meşru hükümeti devirmek için darbe planladığı tescillendi. Şimdi savunanları görelim!” diye yazdı.
‘KARAR 5 YIL ÖNCE VERİLDİ’
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise “Beş yıl önce verilmiş olan bir karar bu gün taraflara ve kamuoyuna tebliğ edildi. Hukukun en temel ilkeleri bu yargılamada ayaklar altına alınmıştır, evrensel ilkeleri çiğnenmiştir. Bu davada bir araya gelmesi mümkün olmayan bir çok kişi aynı örgütün üyesi olarak bir araya getirilmiştir. Öyle bir dava ki sözü edilen örgütün bir numaralı kişisi halen belli değildir. Dava tamamen siyasi bir davadır.” dedi.
‘YETERLİ BULMUYORUM’
BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani de kararr “Sadece hükümete karşı işlenmiş suçlardan dolayı ceza verilmesini yeterli bulmuyorum. Bu davada yargılanan bazı isimlerin insanlık suçu sayılabilecek olaylara karıştığına dair bilgiler davanın ek dosyalarında yer alıyor. Örneğin Veli Küçük’ün, Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda 2006 yılında yaşanan patlamayla ilgili el yazısı notları var. Bunların da yargılama konusu yapması gerekiyordu.” cümleleriyle değerlendirdi.
***
Davada malumun ilanı!
Ergenekon Danası’nın dün görülen duruşmasında yargılanan isimler hakkında kararlar açıklandı. Birçok isim müebbet başta olmak üzere ağır cezalar alırken Yurt Gazetesi genel Yayın Yönetmeni Merdan Yarnardağ hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
HABERAL TAHLİYE EDİLDİ
CHP’nin tutuklu milletvekili Mehmet Haberal ise cezaevinde kaldığı süre göz önüne alınarak tahliye edildi. Haberal haricinde Mehmet Otuzbiroğlu, Hıfzı Çubukçu, Osman Yıldırım, Mehmet Perinçek, Ziya Göktaş tahliye edildi. Tahliye sebebi olarak sanıkların hapiste yattıkları süre ve kaçma şüpheleri olmaması gösterildi. Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne molotof atılması suçlamalarından beraat etti.
Kemal Alemdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 15 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bedrettin Dalan'ın da aralarında bulunduğu firari sanıkların dosyası ise ayrıldı.
VERİLEN CEZALAR
Açıklanan kararlara göre bazı isimler ve aldıkları cezalar şöyle:
»İlker Başbuğ (Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral): Müebbet
»Şener Eruygur (Eski Jandarma Komutanı): Müebbet
»Hurşit Tolon (Eski Birinci Ordu Komutanı): Ağırlaştırılmış müebbet
»Alparslan Arslan (Danıştay saldırısı faili): İki kez ağırlaştırılmış müebbet
»Muzaffer Tekin (Emekli Yüzbaşı): İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 117 yıl
»Veli Küçük (Emekli Tuğgeneral): İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 99 yıl
»Doğu Perinçek (İşçi Partisi Genel Başkanı): Ağırlaştırılmış müebbet
»Tuncay Özkan (Gazeteci): Ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 15 yıl
»Dursun Çiçek (Emekli Albay): Ağırlaştırılmış müebbet
»Hasan Iğsız (Eski 1. Ordu Komutanı): Müebbet
»Nusret Taşdeler (Emekli Orgeneral): Müebbet »Mustafa Özbek (Türk Metal Sendikası eski başkanı): Müebbet
»Mehmet Eröz (Emekli Korgeneral): Müebbet
»Kemal Kerinçsiz (Avukat): Ağırlaştırılmış müebbet
»Sevgi Erenerol (Eski Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü): Müebbet
»İbrahim Şahin (Eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili): 30 yıl 2 ay
»Arif Doğan (Emekli Albay): 25 yıl hapis (Toplamda 47 yıl 2 ay)
»Mehmet Haberal (CHP Milletvekili): 12 yıl 6 ay »Mustafa Balbay (CHP Milletvekili): 34 yıl 8 ay
»Sinan Aygün (CHP Milletvekili): 13 yıl 6 ay
»Hikmet Çiçek (Aydınlık gazetesi yazarı): 21 yıl 9 ay hapis
»Mehmet Otuzbiroğlu (Koramiral): 20 yıl 6 ay hapis
»Adil Serdar Saçan (Eski Emniyet Müdürü): 14 yıl
»Yalçın Küçük (Yazar): 22 yıl 6 ay
»Hıfzı Çubuklu (Emekli Tümgeneral): 9 yıl 6 ay »Mehmet Perinçek: 6 yıl
»Osman Yıldırım: 8 yıl 9 ay
»Sedat Peker: 10 yıl
»Semih Tufan Gülaltay: 12 yıl
»Levent Temiz (Eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı): 10 yıl
»Deniz Yıldırım (Eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): 16 yıl 10 ay
»Ferit Bernay (Eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü) : 10 yıl
»Kemal Alemdaroğlu (Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü): 15 yıl 8 ay
»Sami Hoştan: 10 yıl
»Tuncer Kılınç (Eski MGK Genel Sekreteri): 13 yıl 2 ay
»Ferit İlsever (İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı): 15 yıl
»Vedat Yenerer (Gazeteci): 7 yıl 6 ay
»Ünal İnanç (Gazeteci): 19 yıl hapis 1 ay
»Güler Kömürcü: 7 yıl
»Nusret Senem (Avukat): 20 yıl 3 ay
»Ergun Poyraz: 29 yıl 9 ay hapis
»Serhan Bolluk (Eski Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): 7 yıl 6 ay
»Prof. Dr. Erol Manisalı: 9 yıl 8 ay
»Gürbüz Çapan: 1 yıl 3 ay
»Kemal Gürüz (Eski YÖK Başkanı):
13 yıl 11 ay
***
Duruşmadan notlar
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız ile Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 63 tutuklu sanık katıldı. CHP Milletvekili İsa Gök, mahkemeye hitaben, heyetin buradakileri 3,5 saat beklettiğini ifade ederek, "Mahkeme millet adına karar verir, bu kadar kişiyi bu kadar saat bekletmeye hakkınız yok" dedi. Mahkeme Başkanı Özese, Gök'ü, "Sayın milletvekili yerinize oturur musunuz" diyerek uyardı.
BALBAY: KABUL ETMİYORUZ!
Tutuklu sanık Mustafa Balbay, salondakilere hitaben "Biz, kendimizi halkın adaletine teslim ediyoruz, bizi bugün halktan kopardılar, ama başaramayacaklar. Sıcak bir sonbahar geliyor, herkes hazırlansın. Bugün verilecek hüküm, mahkemenin hükmüdür, biz bunu kabul etmiyoruz. Artık halkına karşı miting düzenleyen bir iktidar var. Şu anda kendi yarattıkları korkudan korkuyorlar. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hükümet ve Anayasa Mahkemesi, hukuku katletmektedir. Biz 4-5 yılda nasıl direniyorsak, öyle direnmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki, artık gelecek bizimdir. Mahkemenin hükmünü kabul etmiyoruz" diye konuştu.
Bu sözlerinin ardından Balbay, eşi Gülşah Balbay ile sohbet etmeye başladı. Bunu fark eden jandarma görevlileri, Gülşah Balbay'ın salonun dışına çıkmasını istedi.
***
Bu arada, bazı avukatlar, jandarmayı protesto ederek, masaların üzerine çıktı. Mahkeme salonuna gelen avukatlar, girişte X-Ray cihazında aranmalarına tepki gösterdi.
Mahkeme heyetinin kararını açıklamaya başladıktan bir süre sonra Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu bir grup avukat salonu terk etti.
‘TEK MAHKUMİYET VAR’
Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, sabahtan duruşma salonuna ulaşana kadar eziyetin başladığını belirterek, şöyle konuştu:
"Özel görevli mahkeme bugün her noktada görevini kendi belirlediği şekilde yaptı. Bize göre bir tek mahkumiyet vardır. Özel yetkili mahkeme bu hükmüyle kendini milletin vicdanında mahkum etmiştir. Bunun dışında bir mahkumiyeti biz duymadık, dinlemedik ve yapılanları daha fazla görmemek ve reddettiğimizi topluca bildirmek üzere bütün avukatlarda biraz önce dışarı çıktık."
Feyzioğlu, mahkeme başkanının "DHKP-C terör örgütünün tehdidinden dolayı olağanüstü güvenlik önlemleri alındığına" dair iddialara ilişkin ise, "Bunların tamamı yapılan büyük saygısızlığa mazeret üretme çabasıdır. Ve kapıdan girerken avukatları ayakkabılarını çıkar, kemerini çıkar diye saygısızlıklalar başlamıştır. Bu yargılamanın başından sonuna kadar Türkiye'de avukatlar, avukatlığını ne olduğunu sadece Türkiye'ye değil tüm Dünyaya göstermiştir. " dedi.
***
Bir yargı muammasının tarihi
Ergenekon Davası, 2007 yılında Ümraniye’deki bir gecekonduda bulunan 27 el bombasının ardından açılan soruşturma ile başladı. Davada, ilk dalga olarak adlandırılan operasyonlarda Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü Sevgi Erenerol, Avukat Kemal Kerinçsiz, Gazeteci-Yazar Güler Kömürcü, Sedat Peker, Taner Ünal, Fuat Turgut, Sami Hoştan ve daha pek çok kişi gözaltına alındı.
Davanın 2500 sayfalık ilk iddianamesi 14 Temmuz 2008’de hazırlandı. Davada, aralarında Şile Kazıları, İnternet Andıcı, Fener Rum Patriği’ne Suikast, Cumhuriyet Gazetesi Saldırısı, Danıştay Saldırısı olan toplam olarak 19 iddianame birleştirildi. İddianamede, Ergenekon’un amacı "Ergenekon terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste bulunduğu, amaçlarına ulaşmak için kontrolü altında bulunan medya ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak gerginlik ortamından faydalanarak, görevde bulunan hükümetleri çalışamaz hale getirip, nihai olarak ordu içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların yardımı ile yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri..." şeklinde tanımlandı.
Davadaki gizli tanıklar büyük tartışmalara konu oldu. Yargılama sürecinde delil değerlendirme aşaması atlandı. Savunma makamının “sahte olduğunu veya hiç olmadığını” söylediği delillere ilişkin bir araştırma ve inceleme yapılmadı. Özellikle dijital verilere yönelik güvensizlik davaya damgasını vurdu.
Ergenekon’un MİT’te uzantısı olduğu öne sürülen bir şemanın varlığı, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından reddedildi. Mahkeme Atasagun’un tanık olarak dinlenmesi talepleri reddetti.
***
Rakamlarla Ergenekon
Ergenekon davasında yargılanan sanıkların ve avukatlarının yaptığı ortak çalışma sonucunda, Kasım 2012’de açıkladıkları raporda yer verilen rakamlar şöyle:
»60.000 telefon dinlendi.
»1.360 kişi ifade verdi.
»588 kişi tutuklandı.
»7 sanık ifadesini veremeden öldü.
»7 sanık kansere yakalandı.
»Dava ile toplam 19 iddianame, 50’nin üzerinde dosya birleştirildi.
»Davanın ek klasör arşivi 5 terabayt büyüklüğüne ulaştı. Bu ise toplam 9.000.000 sayfa doküman denk geliyor.
»Davada toplam 44 gizli tanık yer aldı.
»600’ü aşkın duruşma yapıldı. Bu sayı, normal bir ağır ceza yargılamasında yaklaşık 150 yıllık bir zaman dilimine denk geliyor.
No comments:
Post a Comment